NARRATIVE IN FOLKLORIC CONTEXT: TRADITIN, LANGUAGE AND INTERPRETATION

Abstract

Bu makalede, geçmişe ilişkin deneyimleri bir hikâyeleme biçimi olan anlatının, dil ile nasıl geçmişten miras alınarak bir gelenek hâlini aldığı folklorik bağlamda ele alınmıştır. Bu bağlam, bir dil geleneği içinde geçmişten bugüne bir yorum ile ulaştığı temel alınarak belirlenmiştir. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçişle birlikte anlatı, tekrara dayalı “söz” ile sonraki kuşaklara aktarılırken, yazılı kültürle birlikte yoruma dayalı “yazı” ile aktarılmaya başlanmıştır. Bu değişimin en önemli noktası, anlatının “metin” ile aktarılıyor olmasının bir “yorum” sorununu gündeme getirmiş olmasıdır. Bu da, kuşaklar arasında farklılaşan ama aynı zamanda geleneğinden kopmayan bir dil değişimini beraberinde getirmiştir. Bu değişim karşısında, folklorik anlamda anlatının, metnin doğurduğu yorum ihtiyacının etkisiyle bir form değiştirerek, sözlü kültürdeki ritüelistik çabanın, yazılı kültürle birlikte estetik bir çabaya evrilmesiyle sonuçlanmıştır. Böylece, folklorik bağlamdaki anlatı bir dil geleneği içindeki yorum çeşitliklerine, sözlü kültürdeki anlatı gibi direnmeden kapısını aralamıştır. Sonuç olarak, dilin bir süreklilik içinde oluşturduğu gelenek; anlatıyla, sözlü kültürün biçimsel amaçlarını değiştirerek yazının sunduğu olanaklarla deneyimi tekrar edilebilirlikten yorumlanabilir olmaya dönüştürmüştür. Bu makale bu süreği ortaya koymaya çalışacaktır.

Keywords
Halkbilim, anlatı, gelenek, dil, sözlü kültür, yazılı kültür, yorum.
Kaynakça