Özet
ESKİ TÜRKLER ÇEK YAZAR MIYDI?
Ticaret mekanizması aslında iki temel faaliyete bağlı olarak gerçekleşir: Satma ve alma. Bu bağlamda aslında temel yahut ikincil bir ihtiyacın karşılanması gayesine dayanan ticaret, Türklerde tarihin en eski dönemlerinden beri gerek iktisadi gerekse de siyasi ilerlemenin ana esaslarından birini oluşturmaktadır. Eski Türk devletlerinde yahut topluluklarında insanların gerek ellerinde bulunmayan malları başkalarından temin etme gerekse de ihtiyaç fazlası mallarını satarak gelir temin etme şeklinde cereyan eden ticari faaliyetleri hep olmuştur. Bu faaliyetler başlangıçta trampa yani değiş-tokuş esasına dayalı olarak gerçekleştiriliyorken (ki bu değiş-tokuşlarda Türkler çoklukla atı ve değerleri kürkleri kullanırlardı) sonraları hem başka milletlerden elde ettikleri bilhassa 7. yüzyıldan itibaren de altın, gümüş, bakır gibi değerli madenlerden kendi ürettikleri paraları kullanmaya başladılar. Devlet olmanın siyasi gücünü ticari faaliyetlerinde de devreye sokarak Uygurlardan itibaren kumaş ve kâğıt parayı da dolaşıma sokma başarısını gösterdiler. Ticaretin evrensel niteliği Türklerin Müslüman dünyaya dâhil olmasıyla ayrı bir boyut kazandı. Doğu Akdeniz’i önemli bir ticari coğrafyaya dönüştürmüş Müslüman tüccarların IX. yüzyıldan itibaren kullandıkları yeni bir ödeme sistemiyle karşılaştılar. Bu, bir tüccarın vermiş olduğu siparişin bedelinin kendi hesabından ödenmesini kayıt altına alan yazılı bir belge niteliği taşıyan ve Farsça şāh kelimesinin farklı bir anlam ve kullanım boyutu kazanmasıyla ortaya çıkmış olan çak “çek” (> Ar. ṣakk) sistemi idi.
Bu çalışmada Farsça şāh > çāk > Türkçe çek kelimesinin 1356 tarihinde yazılmış olan Kitâbü’l-Ef’âl’den hareketle Türkçenin tarihî metinlerinde ilk defa tanıklanması konusuna değinilecek ve buradan hareketle eski Türklerin hukuki ve iktisadi bir belge olarak çeki kullanmaları konusu işlenecektir.
Anahtar Kelimeler
Ticaret, ödeme sistemleri, para, çek, Kitâbü’l-Ef’âl.