Çağdaş Dil Biliminin Işığında Yeni Lisan Hareketi ve Türk Dil Devrimi’nin Karşılaştırılması
(In the Light of Modern Linguistics the Comparison of New Language Movement and Turkish Language Revolution
)
Yazar
|
:
Muharrem DAŞDEMİR
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2013
|
Sayı |
:
2/3
|
Sayfa |
:
53-58
|
342 6176
|
Abstract
Tanzimat aydınlarının görüşlerinden ve yeni edebî türlerin doğurduğu dil vasatından ilham alan Yeni Lisan Hareketi, yine aynı kültürel ortamın ürettiği tasfiyeciler ile muarızları arasında makul bir çizgi tutturmaya çalışmış; kökleşmemiş yabancı tesirleri dilden temizleyerek halkın diline yakın bir edebî dil oluşturmayı amaç edinmiştir.
Türk Dil Devrimi ise yeni kurulan millî devletin benimsediği ilkelerin verdiği coşkuyla dilde sadeleşmeden daha ötesini öngörmüştür. Dil bilimindeki göstergenin değişmezliği, gösterenle gösterilen arasındaki ilişkinin zorunluluğu, ekonomi kanunu gibi ilkelerle çelişen bu yeni tutum; bütün ulvi emellerine rağmen dilin cari eğilimlerine ve tarihîliğine, fonetik ve morfolojik özelliklerine aykırı birtakım değişikliklere yol açmıştır. Böylece, bazı kazanımlarının yanı sıra, Türk aydınının enerjisini yıllarca boşa harcayan bir dil ikiliği ortaya çıkmıştır. Tarih, Dil Devrimi’nin selefini takibi oranında başarılı olduğunu ortaya koymuştur.
Keywords
Türk Dil Devrimi, Yeni Lisan Hareketi, dil bilimi, sadeleşme, özleştirme
Özet
The New Language Movement which was inspired by the ideas of Tanzimat intelligentsia and average language which developed out of new literary genre tried to find a reasonable way between purists and their opponents who had grown up in the same cultural atmosphere and aspired to constitute a literary language that was close to language of public by discarding baseless foreign influences.
Turkish language revolution aimed more than language simplification with the excitement that developed out of tenets which national state that had been newly established embraced. This new stance which contrasted with the principles of linguistics such as unchanging nature of sign, dependent relationship between sign and signified and least effort law, despite its all high purposes, has led to a number of changes which are against prevailing properties and historicity; phonetic and morphologic features of language thus, despite its some acquirements, a linguistic dualism that has wasted the energy of Turkish intelligentsia over the years has occurred. History both demonstrate that the principles expressed by The New Language Movement are right, and show that linguistic revolution has become successful to the extent that it has followed its predecessor.
Anahtar Kelimeler
Turkish Language Revolution, New Language Movement, linguistics, simplification, nativisation